Güven Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümünden Prof. Dr. Alper Sönmez, Tip 2 diyabetin tüm dünyada çok yaygın bir hastalık olduğunu belirterek, “Ne yazık ki ülkemizde her 8 erişkinden birinde Tip 2 diyabet vardır ve bu açıdan Türkiye Avrupa’da diyabetin en sık görüldüğü ülkedir.” ifadelerini kullandı.
Sönmez, Hastane tarafından paylaşılan açıklamasında, Türkiye’de diyabet hastalığına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye’nin Avrupa diyabet rekorunu kırdığını belirten Sönmez, “Tip 2 diyabet tüm dünyada çok yaygın bir hastalıktır. Ne yazık ki, ülkemizde her 8 erişkinden birinde Tip 2 diyabet vardır ve bu açıdan Türkiye Avrupa’da diyabetin en sık görüldüğü ülkedir.” açıklamasında bulundu.
Diyabetin neden bu kadar sık görüldüğüne değinen Sönmez, şunları kaydetti:
“Adına ‘modern yaşam’ denilen yaşam biçimi toplumları besin değeri düşük ama kalorisi yüksek gıdaları tüketmeye itiyor. Öte yandan ‘modern toplumlar’ giderek daha az hareket ediyorlar. Bu durum obezitenin bir salgın haline gelmesine neden oluyor. Günümüzde Tip 2 diyabet sıklığının artmasının en önemli nedeni söz konusu sağlıksız yaşam biçimi nedeniyle obezite sıklığındaki artıştır. Diyabet sıklığındaki artışın bir başka nedeni de toplumların giderek yaşlanıyor olmasıdır. Yaşlanmayla birlikte diyabet görülme sıklığı da artmaktadır.”
Sönmez, diyabetin nasıl geliştiğine ilişkin de açıklamalarda bulundu.
Diyabetin enerji metabolizmasının kronik bir hastalığı olduğunu ve yaşamak için enerjiye, enerji için de glukoza ihtiyaç olduğunu dile getiren Sönmez, şunları aktardı:
“Glukoz hücrelere insülin hormonu sayesinde girer. Diyabette insülin eksikliği veya insüline karşı direnç gelişmesi nedeniyle glukoz hücrelere giremez ve enerji üretiminde kullanılamaz. Farklı mekanizmalarla diyabet gelişir. Tip 1 diyabet, pankreasın insülin üretememesi nedeniyle gelişir. İnsülin olmadığı için glukoz hücre içine giremez. Tip 2 diyabet ise hücrelerde insüline karşı direnç bulunması nedeniyle dolaşımdaki glukozun hücre içine yeterince giremediği bir diyabet tipidir. Günlük hayatta en sık gördüğümüz diyabet, Tip 2 diyabettir. Gebelik diyabeti denilen bir başka diyabet tipi ise gebeliğin 24. haftasından sonra kan şekerinin yüksekliği ile tespit edilir. Gebelik diyabetinin de nedeni insüline karşı hücrelerde direnç olmasıdır. Daha nadir görülen ve farklı mekanizmalarla gelişen başka diyabet tipleri de vardır.”
-Diyabet belirtileri
Sönmez, hangi mekanizmayla gelişirse gelişsin, enerji ihtiyacının karşılanamaması nedeniyle hastalarda halsizlik yorgunluk, güçsüzlük gibi belirtiler ortaya çıkabildiğini, dokulara giremediği için dolaşımda biriken glukozun böbrekler ile vücuttan atıldığını dile getirdi.
Bu sırada vücut suyunun da kaybedildiğini ve böylece diyabetin tipik belirtileri olan çok idrar yapma, susama ve çok su içme gibi şikayetlerin ortaya çıktığını belirten Sönmez, diğer yandan gebelik diyabeti olanlarda çoğunlukla hiçbir şikayet bulunmadığını ve Türkiye’deki diyabet hastalarının yarısının henüz tanı almamış olduğunun tahmin edildiğini bildirdi.
-“Türkiye’de yaklaşık 7,5 milyon kişide diyabet var”
Prof. Dr. Sönmez Türkiye’de yaklaşık 7,5 milyon kişide diyabet bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Ülkemizdeki diyabetlilerin çok büyük kısmını Tip 2 diyabetliler oluşturmaktadır. Ülkemizde Tip 1 diyabet kadın ve erkeklerde benzer oranlarda görülürken, Tip 2 diyabetlilerde kadınların oranı erkeklere göre daha fazladır. Kadınlar aleyhine olan bu yüksek oranın muhtemel nedeni, ülkemizde obezitenin kadınlarda çok daha sık görülmesidir. Türkiye’de çocukluk çağı diyabetlerin çok büyük kesimi Tip 1 diyabetlidir. Ama Tip 1 diyabeti sadece bir çocukluk çağı hastalığı olarak düşünmek yanıltıcı olur. Ülkemizde Tip 1 diyabetli çok sayıda genç ve orta yaşlı birey vardır. Ayrıca ileri yaştaki yetişkinler arasında da Tip 1 diyabet görülmesi mümkündür. Tip 2 diyabetin sıklığı yaşlanmayla birlikte giderek artar. Ülkemizde Tip 2 diyabetlilerin çoğunluğu 50-60 yaş arasındadır.”
Prof. Dr. Alper Sönmez, diyabetin vücutta pek çok kronik metabolik hastalıklarla birlikte hareket ettiğini ve bunları tetiklediğini de anımsatarak, diyabetin küçük ve büyük kan damarlarını etkilemesi hastaların yaşam kalitesini ve yaşam süresini büyük ölçüde etkilediğini bildirdi.
Sönmez, diyabet tedavisinde dikkat edilmesi gereken önemli noktalara ilişkin ise şu bilgileri paylaştı:
“Diyabet tedavisi sadece kan şekerini düşürmekle sınırlı değildir. Diyabete eşlik eden tüm hastalıkların da tespit ve tedavi edilmesi gerekir. Diyabetli bireylerde periyodik olarak göz, böbrekler ve büyük damarlardaki komplikasyonlar taranmalı ve doğru biçimde tedavi edilmelidir. Ancak, özellikle Tip 2 diyabet gelişiminde sağlıksız yaşam biçiminin rolü çok büyük olduğu için, Tip 2 diyabetli bireylerin tedavisinde en az ilaç kadar, hatta ilaçlardan da daha önemli olan sağlıklı bir yaşam sürmektir. Aşırı kalori alımından uzak durmak, düzenli fizik aktivite yapmak ve sigara içmemek bir diyabetlinin tedavi başarısını belirleyen en önemli unsurlardır.”