Adana’da ilk filmlerin zaferi
6 mins read

Adana’da ilk filmlerin zaferi

MÜJDE IŞIL- Bir festivalde bu kadar kadın hikâyesi izlediğimiz nadirdir. 30. yaşını kutlayan Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nin bu seneki yarışma filmlerinin çoğunda başrol kadın hikâyelerinindi. “Cam Perde” eski ve müstakbel eşi arasında kendi ayakları üstünde durmaya çalışan karakteri, “Bir Gün, 365 Saat” baba tacizine maruz kalmış üç genç kızın hayata bağlanma mücadelesini, “Açık Kapılar Ardında” daha özgür bir yaşam için Berlin’e göç etmiş ama duygusal açıdan iki ülke arasında sıkışıp kalmış karakteri, “Kıyıda” biri üvey dört kız kardeşin babalarının ölümünden sonra yeniden bir araya gelmesini, “Ceylin” mevsimlik tarım işçisi olarak çalıştırılan ve çocuk yaşta evlendirilen kız çocuğunu, “Öte” Türkiye’yi bir uçtan diğerine gezen New Yorklu gezginin yolculuğunu, “Suyun Üstü” babaları hapse girmek üzere olan iki kız kardeşi anlattı. “Annesinin Kuzusu” travmalarla boğuşan bir adamı konu alsa da çocuğunun velayetini elinde tutmaya çalışan bir annenin hikâyesiyle bu seçkiye dahil edilebilir rahatlıkla.

En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü Selen Kurtaran kazandı. 

Festivalin tartışmalı filmi “Ceylin” oldu. İki yönetmenli olduğu hâlde künyede eksik ifade ve izinsiz kurgu yapılması gerekçesiyle mahkemelik olan film, ele aldığı hassas konu ve Adana’da çekilmiş olmasına rağmen festivalden ödülsüz döndü. 

Festival, cumartesi akşamı düzenlenen ödül töreniyle sona erdi. Cumhuriyetimizin 100. yılına özel Sinemamızın Yüzü Ödülü’nün Türkan Şoray ile Kadir İnanır’a verildiği gecenin galibi “Sanki Her Şey Biraz Felaket” oldu. Umut Subaşı’nın ilk filmi olan ve bu sene İstanbul Film Festivali’nde Mansiyon Ödülü kazanan yapım, yolları kesişen dört genç üzerinden yeni neslin kaygılarını mizahi bir dille anlatıyor. Film-Yön Ödülü’nü kazanan “Açık Kapılar Ardında” da benzer bir dile sahip. Uyurgezer katil bir babanın sıra dışı öyküsünü anlatan, eski polis Tunahan Kurt’un ilk filmi “Karganın Uykusu” ise hem ilginç teması hem de başrolündeki Ahmet Ağgün’ün karakteristik yüzünün avantajıyla en çok ödül kazanan yapım oldu.

“Kuru Otlar Üstüne”nin prömiyerinin ardından söyleşi düzenlendi. 

Nuri Bilge Ceylan rüzgârı

Bu sene festivalin en çok merak edilen filmi, ulusal yarışma filmlerinden biri değil; Nuri Bilge Ceylan’ın Cannes’da Merve Dizdar’a En İyi Kadın Oyuncu Ödülü getiren filmi “Kuru Otlar Üstüne”ydi. Türkiye prömiyerini yarışma dışı olarak Adana’da gerçekleştiren filmin bilet geliri İhtiyaç Haritası aracılığıyla deprem bölgelerinde kullanılacak. Beş salonda birden yapılacak gösterimin tüm biletleri satışa çıktığı anda tükendi. Basın mensupları için ayrı bir gösterim düzenlendi.

Prömiyerden sonra gerçekleşen söyleşi hayli renkliydi. Nuri Bilge Ceylan ve Ebru Ceylan’ın oyuncu yönetimi ve diyalog yazımı konusuna zıt görüşleri savundukları tatlı atışmalar tüm salonu kahkahaya boğdu. “Yazdığımız en uzun senaryo bu oldu. ‘Kış Uykusu’ 163 sayfaydı, bu 250 sayfayı buldu” diyen Nuri Bilge Ceylan “Senaryodan atmayıp her şeyi çekmeyi “en büyük özgürlüğü” olarak tanımladı. Senaryodaki her şeyin çekildiğini, böylece beş saatlik malzeme çıktığını ama çekilen her şeyin beğenilmemesinin doğal olduğunu ve onları attığını söyleyen Ceylan “Mesela final böyle değildi. En çok para harcadığımız sahneler filme girmedi” dedi. Başrol oyuncusu Deniz Celiloğlu’nun, senaryoyu okurken tüm endişeleri, karanlıkları ve korkularıyla kişiyi bu kadar iyi tanıyıp kendini çıplak hissettiğini söylemesi üzerine Ceylan’ın “Sen biraz Samet karakterine benziyorsun” cevabını vermesi herkesi güldürdü. Merve Dizdar, rolüne fiziksel değil, duygusal olarak hazırlanmanın daha zor olduğuna dikkat çekti ve “Nuray’ın engelli olmasından ziyade duygu durumu daha önemliydi benim için. Hepimiz aslında engelli adayıyız” dedi. Ebru Ceylan ise senaryo ekibinin kadın karakteri olarak güçlü kadın karakter yaratma görevinin kendisine verildiğini söyledi. 

Ödül kazananlar

En İyi Film: “Sanki Her Şey Biraz Felaket”

Yılmaz Güney Ödülü: “Karganın Uykusu”

Jüri Özel Ödülü: “Cam Perde”

En İyi Yönetmen: Umut Subaşı (“Sanki Her Şey Biraz Felaket”)

En İyi Senaryo: Umut Subaşı (“Sanki Her Şey Biraz Felaket”)

En İyi Kadın Oyuncu: Selen Kurtaran (“Cam Perde”)

En İyi Erkek Oyuncu: Ahmet Ağgün (“Karganın Uykusu”)

En İyi Müzik: Canset Özgecan (“Karganın Uykusu”)

En İyi Görüntü Yönetmeni: Ziya Kasapoğlu (“Karganın Uykusu”)

En İyi Sanat Yönetmeni: Meral Aktan (“Annesinin Kuzusu”)

En İyi Kurgu: Fikret Reyhan (“Cam Perde”)

Yardımcı Rolde En İyi Kadın Oyuncu: Elit İşcan (“Suyun Üstü”) , Nilay Erdönmez (“Yüzleşme”)

Yardımcı Rolde En İyi Erkek Oyuncu: Necip Memili (“Annesinin Kuzusu”) , Okan Urun (“Yüzleşme”)

Türkan Şoray Umut Veren Genç Kadın Oyuncu: Deniz Altan (“Kıyıda”)

Yılmaz Güney Umut Veren Genç Erkek Oyuncu: Eser Ağçalı (“Karganın Uykusu”)

Mansiyon: Leyla, Reyhan, Asya (“Bir Gün, 365 Saat”)

SİYAD Cüneyt Cebenoyan En İyi Film Ödülü: “Sanki Her Şey Biraz Felaket”

Film-Yön Erden Kıral En İyi Yönetmen Ödülü: Alpgiray M. Uğurlu (“Açık Kapılar Ardında”)

Adana İzleyici Ödülü: “Karganın Uykusu”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir